“Tevhidi Sosyal Düşünce”

Gençlik ve Zihin

Gençlik bir toplumun geleceğidir. Bütün toplumlar kendi geleceklerine özgün kültürel yapılarını korumayı emanet edecek gençliğin değerleriyle nasıl büyümesi, gelişmesi ve olgunlaşmasını sağlama arayışı ve hedefi içinde bulunurlar. Bu yönüyle gençlik, değer taşıyıcı aktif nüfus olması yönüyle, toplumların üzerinden hassasiyetle durdukları bir konu hep ola gelmiştir.   Bundan dolayı bir toplumun aktif yöneticileri, siyasal sorumluları, milli eğitim ve kültür politikası icracıları, gençliklerinin kendi milli ve manevi değerler bütünü içerisinde zihin yapılarını örücü planlamalar yaparak bu yönde gelişmeci uygulamalara yönelirler. Bunun böyle olması her toplum için gerekli hatta zorunlu bir konudur. Bu noktada gençliğin zihinsel kurgusunun milli ve manevi değerlere uygun olarak inşasının gelişmesinde, birçok taraflar ve bu tarafların üretmesi gereken etkinlikler bulunmaktadır. Bunlar öncelikle;

- Bir toplumun siyasi karar alıcılarının milli ve manevi değer stratejilerinin bulunuyor olması gerekir. Bu yolla

"ne tür genç insan yetiştirilecek",

"ne tür bilgi ile bu insan eğitilecek",

"ne kadar sürede bu zihinsel inşa tamamlanacak" gibi bu konuda belirlenmiş bir hedef ve bu hedef doğrultusun da nasıl yürünmesini gerektiğini ilmi yöntemler ışığından belirlemiş kararlı bir yönetim ve icranın bulunması gerekmektedir.

 

- Milli eğitim anlayışının seçilen metodolojisi, eğitim yöntemi manevi merkezlimi yoksa sadece dünyevi merkezlimi olup olmaması "genç-milli değer- gencin zihin inşasının etkileşimini "sağlaması açısından son derece hayati öneme sahip bir konudur. Yani Bir toplumun milli eğitiminin, ideal gençliği inşa etmede seçeceği eğitim metodoloji ne kadar yerli/ özgün, ne kadar başka/yabancı kültürlere ait olmasına yönelik eğitim yönteminin durumu, gençliğin zihin dünyasının inşasında oldukça önemlidir. Bu önemli durumu, karar alıcıların bilmesi ve gencin eğitim zihniyetini bu bilinçli tercihe göre yapması oldukça gereklilik arz etmektedir.

-Gençliğin modern zamanlarda teknoloji ile olan ilişkisinin düzeyi de toplumlar açısından bilinmesi gerekli bir konu olup, bunun öncelikle izlenmesi ve bir politika ile takip edilmesi gerekmektedir. Günümüzde iletişim imkânlarının yaygınlaşması;

- iletişim etki gücüne sahip yabancı kültür unsurlarının,

- gencin zihniyetinde, ahlaki yapısında,

- düşünce gelişiminde, değerlere bakışında,

-hayatta kendisi için önemli öncelik sıralamasının yapmasında, 

hep başka kültürlerin etkisinde kalma ihtimali oldukça yüksek bir ihtimal taşımaktadır. Bu da gencin zihin dünyasını, ahlaki tutum ve tavır alışını, arzu ve isteklerinin kültürel mi,  yoksa hedonis mi oluşmasına yol açmada, milli kültüre bakış açısının oluşmasında zihinsel dünyasını etkileyen ana kaynaklardan birisini oluşturmaktadır. Bu yönüyle genç, medyanın, iletişim kaynaklarının, tüketim kültürünün, popüler anlayışın hazcı bakış açısı ve dünya görüşüne sahip olabilmesi kolayca mümkün hale gelebilmektedir. Oysa bir toplumda başta toplumun en idealist kesimi olarak gençler olmak üzere, diğer kesimler le birlikte toplumda korunması gereken olmazsa olmazlar bulunmaktadır. Bu mutlak korunması gereken "olmazsa olmazlar" şunlardır;

Bir toplumda/kültürel yapıda din, nesil, toplumsal ideal akıl yani hem sağlık açısından(beyinsel sağlıklı düşünme) hem de düşünce açısından(kalp/değer aklı) korunacaktır. Bunlara ilaveten insanın can güvenliği ile ekonomik varlıklarının güvenli var olma koşulları da korunacaktır. Bu yönüyle genç insan sadece kendi egosu merkezli zihinsel bir bakış açısıyla; dünyaya, kendisine, ailesine, vatanına, değerlerine, devletine bakamayacağı gibi tüm bunları korumacı ve dayanışmacı bir bakış açısıyla ele alan, düşünce üreten bir zihinsel alt yapıya da sahip olması, bir toplumun geleceği açısından oldukça önemlidir.

Sonuç olarak bu "olmazsa olmazlar"ın uygulanma alanı bulması, zihinsel bakış açısının buna göre süzgeçten geçirilmesi bağlamında bu sayılan unsurlar, genç insanın iç huzuru ve sosyal görevlerini tam olarak yerine getirmesini mümkün kılması açısından da önemli ve gerekli görülmektedir. Bu noktada zihin, değerler ve milli ahlak açsından temiz kalması sağlanarak, toplumun önünü açan lider ya da önder bir insanın inşa  hazırlığı sağlanmış olabilir.

Ele alınan bu gençlik ve zihin konusunu Türkiye örneğinde değerlendirdiğimizde ise konu yukarda değinilen teorik bakışa ilaveten uygulama yönüyle de analize tabi tutulması gerekmektedir.

Türkiye genç ve dinamik bir nufusa sahip bir ülkedir. Bu özelliği sanayileşmiş Batılı ülkelerini kıskandırmaktadır. bundan dolayı Batılı ülkeler kendi nüfuslarını artıramayınca, nüfusu Batılı ülkelere göre çok daha hızlı artan Türkiye ile aralarındaki nüfus makasının açılması ortaya çıkmaktadır. Bunun üzerine, Türkiye'deki gençliğin milli değerlerden yoksun, materyalist, seküler, hedonist arzu isteklerinin esiri bir gençlik olması yönünde başta dijital dünya olmak üzere(internet ve gençliğin zihnine çalışan zararlı yayınlar, cep telefonu...) çeşitli araçlarla zihin dünyasını materyalistleşitiren bir takım uygulamalar, yayınlar, moda algısı, popüler kültüre yolu ile bunun sağlanması amaçlanmaktadır. Öteki taraftan milli eğitim sisteminin pozitivist merkezli olması, gencin eğitim zihniyetini çıkarcı, egoist ve milli -manevi değer yoksunu bir zihin dünyasını üretmesinden doyalı neticeleride ortaya çıkardığı görülmektedir. Bundan dolayı Türkiye 'de gençliğin zihin yapısına Batılı hazcı ve egoist değerlere dayalı bir anlayış hem bir resmi eğitim yoluyla(modernlik ve çağdaşlık adına) hem de dijital dünya vasıtasıyla etki edilmektedir. Sonuç olarak bu sorunların tespiti ortaya konulmuş olup çözümleri de milli ve manevi eğitim anlayışının 3 yaşından itibaren çeşitli aşamalarda çocuğun ve gencin ruhsal ve bedensel eğitiminde aşama aşama verilmesi gereken bir devlet politikasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun nasıl olması ve nereden başlanması ise başlı başına bir konu olarak ele alınması gerekmektedir. Bu yönüyle yeni dönem, zihin üzerinden insanın /gencin kişiliğini yönlendirilmesi meyda, dijital dünya yayınları yoluyla oluşmaktadır. Bu etkileme temel küresel/emperyal bir sosyal eğitim süreci olarak yaşanma uygulamalar şeklinde tezahürü beklenmektedir. Böylece zihin uygulamaları gencin kişiliğini etkileme üzerinden milli toplum yapısı içinde manevi buhranlarımızın oluşması emperya/küresel kültürün tehdit davranışlarına karşı milli ve dini toplumsal merkezli karşı eğitim ve kişiliklendirme programlarının aktiflik kazandırılması gereği her zamankinden daha fazla önem taşır durumdadır.

Yazarın Son Makaleleri

Sosyal Ağlarda Paylaş

Twitter Facebook Google+ E-mail

Kategoriler

Son Yazılar