“Tevhidi Sosyal Düşünce”

1. ULUSLARARASI İSLAM DÜNYASINDA TEVHİDİ DÜŞÜNCE ŞURASI SONUÇ BİLDİRİSİ

I.ULUSLARARASI

İSLAM DÜNYASINDA TEVHİDÎ DÜŞÜNCE ŞURASI

SONUÇ BİLDİRİSİ

 

27-29 Nisan 2018 tarihlerinde İLMAR (İlmi ve Metodolojik Araştırmalar Merkezi)  ve MEDAV (Medrese Âlimleri Vakfı) tarafından Ankara’da düzenlenen I. Uluslararası İslam Dünyası’nda Tevhidî Düşünce Şurası’nda şu sonuçlara ulaşılmıştır:

1. Kur’an ve Sünnet, İslam dininin ve dolayısıyla Tevhid Geleneği’nin en son ve kıyamete kadar baki ve korunacak olan iki temel ve vazgeçilmez kaynağıdır. Kur’an ve Sünneti tartışmaya açan her türlü şek ve şüphe ilim dışı, yanlış yönlendirme ve zihin bulandırmalardır.

2. Yirmi birinci yüzyılda İslam dünyasının düşünce inşası ve ihyasının Tevhidî Anlayış ekseninde oluşturulması zorunludur.

3. Bugün İslam ümmeti büyük bir dağınıklık içinde olup yeniden İslam vahdetinin sağlanabilmesi için Kitap ve Sünnet esasında Tevhidî Bilgi’nin tüm ilim alanlarında inşasının gereği bulunmaktadır. Bu çerçevede; beşeri ve fen ilim dallarının Tevhidî Düşünce temelinde yeniden oluşturulması büyük önem ve aciliyyet arz etmektedir.

4. Günümüzde İslam ümmetinin Tevhidî Düşünce etrafında yeniden inşası ve ihyası gerekmektedir. Söz konusu toplumun Tevhidî Düşünce bilgi yöntemi üzerinden “Ahlak Toplumu” anlayışı çerçevesinde inşa edilmesi elzemdir.

Geçmişi inkâr ederek gelecek inşa edilemez. Geleceğin inşasının ancak ve ancak geçmiş müktesebat üzerine bina edilmesi gerekmektedir. Buna göre;

5. Kadim İslam Medeniyetinin var olagelen ilim, maarif ve yöntemlerinin titizlikle korunması icap etmektedir.

6. İslam ümmetinin ihyası için bugüne kadar Sevad-ı A’zam’ın (ana akım, asli bünye) kabul ettiği sahih akideye sahip çıkmak gerekmektedir.

7. Fıkıh mezheplerinin geriye bıraktığı mirasa sahip çıkılması İslam Ümmeti için bir zarurettir.

8. İslami müktesebatımızı canlı tutabilmek ve bunların yeni nesillere aktarılabilmesini sağlamak için çağın dilini ve kavramlarını iyi kullanmak elzemdir. Bu bağlamda özellikle usulü fıkıh (fıkıh metodolojisi) ve ulumü’l-hadis (hadis metodolojisi) ilim dallarının ehemmiyetinin idrak edilmesi gerekmektedir.

9. İslam ümmetini ayakta tutan ahlaki değerlerin ana kaynağı olan Kur’an ve Sünnet’e dayanan “sahih tasavvuf geleneği”ne sahip çıkılmasının zarureti bulunmaktadır.

10. İslam ümmetinin ilmi birikimini bu güne kadar taşımasına vesile olan geleneksel eğitim ve öğretim kurumlarının (medreseler vb.) yeniden inşa ve ihyası gerekmektedir.

Yazarın Son Makaleleri

Sosyal Ağlarda Paylaş

Twitter Facebook Google+ E-mail

Kategoriler

Son Yazılar