“Tevhidi Sosyal Düşünce”

Kirli ittifak çöktü

17 Aralık operasyonundan sonra her şey sorgulanır oldu. Arkadaşlıklar, yapılan jestler, gösterilen anlayışlar, tanınan öncelikler, açılan kapılar tek tek gözden geçirilmeye başlandı...

İnanmak istenmese de Ankara'da belli bir kesim er ya da geç saldıranların bir şekilde geleceğini biliyordu!
Belki net bir tarih söylenmese de "taarruz" sürpriz değildi...
Eğer Türkiye gibi yıllarca KONTROL altında tutulan bir ülkede BANKACILIK ve MEDYA gibi sadece ve sadeceYAHUDİLER'in tekelinde olan alanlara girdin mi bu tehlike işaretidir!
Hedef bir ülke, bu iki alanda at oynatmaya başladı mı MİLLİ çizgiye yöneldiğini İLAN etmiş demektir!
Dünyadaki her 100 doların en az 85 doları BARONLARIN bankalarından geçer ve piyasayla buluşurdu!
Bu görünmeyen iktidarın altın anahtarıydı. Paralar onların kasasına aktığı için kimin büyüyeceğine karar verenBARONLARDI! İstedikleri çıkar, istemedikleri batardı!
Devletler ve hükümetler için de bu kural değişmezdi. "İşaretlenmiş yolun dışına çıkanlar" hemen hiç ummadığınız enstrümanlarla saldırıya uğrardı.
Saldıranların görüntüsü, bağlı oldukları grup kim olursa olsun perde arkasındaki operasyonun ismi PARA'dır!
Erdoğan iktidara geldikten sonra BANKACILIĞIN görünmez kurallarının üstüne gitti! Diğer insanlara YUKARIDANbakmak için GÖKDELENLERİ yapan YAHUDİ BARONLARI, Kraliçe üzerinden yönettikleri Türkiye'nin elden gitmesine razı olamazdı! Para üzerine Ankara'nın yaptığı hamle onlar için çok tehlikeliydi!
Ayrıca tedirgin oldukları bir konu daha vardı! Bu ise onlar için zaman zaman paradan daha önem verdikleri alandı!
Neydi bu? 

 Amerika: Yüzde 89 
 İngiltere: Yüzde 91 
 İspanya: Yüzde 63 
 Almanya: Yüzde 97 
 İtalya: Yüzde 61 
 Fransa: Yüzde 90 
 Hollanda: Yüzde 71

Yahudiler hiç söylenmese de doğrudan ya da dolaylı dünya medyasının büyük sahibiydi... Kitap evlerinden film şirketlerine kadar AKILA hükmedilen her alan onlarındı!

Bu CHATHAM HOUSE'ların çok uzun zaman önce aldığı bir karardı! Osmanlı KIRIM HARBİ için Yahudi bankerlerden borç alıp ayakta kalmaya çalışırken Buckingham perde arkasında BARONLARI toplayıp egemenliğin İLETİŞİMDEN geçtiğini ilan ediyordu!
Erdoğan döneminde bu alanda da ATAK yapıldığı için perde gerisinde Yahudiler'in sahibi olduğu medya YERLİve MİLLİ basın için hemen YANDAŞ damgasını vurdu!
Cumhuriyet tarihi boyunca Yahudi BARONLAR ile onların içeride temsilciliğini yapanların emrinden çıkamayanlarANADOLU'nun yürüyüşünü durdurmak için en iyi bildikleri işi yapıp BUDAMA operasyonuna kalkıyorlardı...
Bankalar, medya, reklam ajansları, iletişim gibi çok önem verdikleri alanda TÜRK görmek istemiyorlardı! BirTÜRK BAŞBAKAN'ın dengeyi bozmak adına oyun kurmasını hazmedemiyorlardı!
Öyle ya buralar onların ülkesiydi!
Amerika'da, Almanya'da, Fransa'da, İngiltere'de onlar bu kadar güçlüyken Türkler nasıl olur da çizgiyi aşardı! İşte söylenmeyen ve yazılmayan buydu!
Bizim ülkemizi, bizim yönetmemize itiraz ediyorlardı! Dinlemeyince bize benzeyenlerle HALKBANK'a giriyorlardı!
Operasyonu yapanlar bile hedefte HALKBANK'ın para dolu kasaları olduğunu bilmiyordu! YAHUDİ BARONLARINgörev verdiği o ismi Başbakanlık koltuğuna oturtmak için düğmeye basıldığını farketmiyordu!
Türk bankalarını hedefe koyan AIPAC, American Enterprise ve Brooking Institüte gibi kuruluşların gündemlerini hiç kimse bilmiyordu!
Ankara'yı yıkmak için dünya çapında bir HAÇLI saldırısının oluşumunu ıskalıyorduk! Ülkenin çıkarlarını korumaya kalktın mı ismin bir anda DİKTATÖR oluyordu!
Bu algı Londra'da pişirilip ülkeye sokulduğunda maalesef ilk önce buna yapışıp siyaset yapan CHP oluyordu!
CHP'yi esir alan bu anlayış YERLİ değildi! Bu nedenle verilen emrin ve girişilen işbirliğinin ülke menfaatlerine sonuç vermesi mümkün değildi...
Kemal Bey ve arkadaşları bilmese de gerçek buydu! İstemeden BARONLARIN buyruklarına uyuluyordu! Türkiye gibi bir ülke onların elinden çıkıp bizim elimize geçmesin diye birbirine hiç ama hiç benzemeyen grup ya da kişilerden koalisyon oluşturuluyordu!
Saldıranların bir FİKRİ olması mümkün değildi! Karşımızdakilerin ruhu var ancak AKLI yoktu! Baronların esiri olarak geliyorlardı! Emri yerine getirmekten başka seçenekleri yoktu! Saldırı yeri ve saati GİZLİ ZARF içinde ilgili kişiye gelir, o da açtığında KARARI görürdü! Arada telefon, faks, mail yoktu! İletişimi ellerinde tutanlar, konu Türkiye'ye saldırı oldu mu ilkel yöntemlere sığınıp mesajı yüzyüze veriyordu!
Aradakiler de "Madem ülke için iş yapıyoruz neden bu gizlilik?" diye soramıyordu!
Bakın!
Türk Devleti 16 İmparatorluğu ÇADIRDA kurmadı!
Saldıranların kişi kişi her bilgisi Ankara'da var! İnanın bunlar çok özel bilgiler! Onların ailelerinin bilmedikleri devletin arşivlerinde! En yakınlarından Ankara'ya bilgi yağdıran isimler var!
Türkiye BÜYÜMEK ve bölgeyi kapsamak üzereyken, GELENLERİ hiç unutmayacak! Fatura onlara çıkacak!
Hesap görülürken eski defterler de açılacak! Mesela, Erdoğan Ankara'nın göbeğinde rahatsızlanıp aracının içinde mahsur kaldığında BALYOZ bulunmasaydı, durumun daha da kritik olacağından şüphe duyulmayan o anda o makam aracını KİLİTLEYENLER ile şimdikilerin ortaklığı ortaya çıkarsa ne olacak!
Burası Türkiye!
Burada her şey belli süre gizli kalır!
Günü geldiğinde hesaplar görülür?
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı uzaktan kumandayla otomobile hapsetmek isteyenler de bir bakarsınız yakında manşet olur!
Altı deliği var zurnanın, hesabı var Konya'nın...
Bakalım yeni yıl ne gösterecek!

Takvim Ergün Diler