Yeni Türkiye Nasıl Vizyoner Ülke Olabilir?
Graham Fuller 2008 yılında “Yeni Türkiye Cumhuriyeti, Yükselen Bölgesel Aktör” kitabı ile Türkiye’nin “yeni” bir sürece girdiğine dikkat çekmiştir. Bu “yeni”süreç öncesi dönem ise artık “eski” olarak değerlendirilir olmuştur.
Yeni Türkiye”nin en önemli özelliği 21.yüzyıla tekabül ediyor olmasıdır.
“Yüzyıl” yani “çağ “ kavramı kendine has özellikler taşımayı içinde barındırır. Her “çağ”ın da bir global anlayışı bir de özgün zihniyet dünyası bulunur. Yeni Türkiye, 21.yüzyıl dönemindeki “çağ” anlayışı ekseninde kendisini “eski”den farklı olarak biçimlendirme gerekliliği içine girmiştir. Ancak bu “yeni”yi, 21.yüzyıl sürecinde nasıl oluşturacaktır. 21.Yüzyılın dili nedir?,Türkiye bu dili nasıl anlayacak ve ona nasıl bir karşılık verebilecektir. Yani yeni “çağ”ın diline göre kendisini yeniden nasıl kurgulayacaktır. Bu kurgu bir tepki kurgusu mu? yoksa bilim-değer bütünleşmesine dayalı kendi “eski”sinde pek de olmayan özgün bir nitelikden mi oluşacaktır. Bu sorulara cevap verebilmek için öncelikle 21.yüzyılın “çağ”dili nedir. Bunu fark etmek gerekir.
Devasa Batı sosyal bilim literatürünün ekserisi günümüz yeniçağını; medeniyet, muhafazakârlık, kültür, ahlak gibi soyut toplumsal değerleri ifade eden unsurlerın kurucu ve yönlendirici başatlığınd ele almaktadır. “Eski”(endüstri toplumunda) de ise sadece “ekonomi”nin önderliğindeki kurgu üzerine toplum tasarlanmaktaydı. Yani 21.yüzyılda toplum kurucu ana unsurunda “ekonomi”den, muhafazakârlık, medeniyet, kültür, ahlak gibi soyut unsurlara doğru bir eksen kayması yaşanmıştır. Yeni çağ bu yeni kavramlar ile toplum kurgusunu ve vizyon anlayışı kurma beklentisi içerisindedir.
Türkiye’nin önümüzdeki dönemde lafda değil özde “Yeni Türkiye - Vizyoner Ülke” olabilmesi için bu eksen kayışı fark eden bir kaygıdan hareketle:
Nasıl bir “kültür politikası” oluşturmalı?
Nasıl bir “insan” yetiştirmeli /inşa etmeli?
Nasıl bir “eğitim poitikası” geliştirmeli?
Nasıl bir tarih şuuru ile vizyoner bakış sunmalı?
Nasıl bir siyaset ile devlet-toplum-fert bütünleşmesi sağlayabilmeli?
gibi bir toplumsal yapının kurucu ana sorunlarını kendisine sormalı ve bunlara “öz”den hareketle cevap bulma gayreti içerisine girmelidir.
http://ankarameydani.com/ 01.07.2011 Cuma - 17:32