TÜRK MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİNDE KARMA EĞİTİMİN YAPISAL SORUNLARI
Eğitim, bütün farklı medeniyetlerin/toplumların yeryüzü mekânında güçlü olarak var olabilmesinin ana oluşturucu unsurlarından biridir. Bundan dolayı tüm toplumlar eğitim konusun kendi kültürleri çerçevesinde ayrı bir önem vererek, geleceklerini tasarımlandırmaya çalışırlar. Buna göre eğitimin bu denli önemli oluşu, onun yönetiminde medeniyetlerin/toplumların değerlerine göre belirlenmesinin önemini ortaya koymaktadır.
Türkiye, içinde bulunduğu coğrafya da Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti tecrübesine üzerine devlet olmuştur. Selçuklu ve Osmanlı Türk-İslam medeniyet değerleri üzerine kurumsallaşmış iken, Türkiye Cumhuriyeti ‘de liberal-Batılı değerlere dayalı devlet aklı ve Türk -İslam medeniyetinin ilkeleri çerçevesinde toplum hayatı şekillenmiştir. Bundan dolayı, Türkiye, pek çok ülkeden farklı olarak birbirlerinden zihniyet itibariyle faklı ikili bir kültürel süreç yaşar hale dönüşmüş toplum yapısına sahip olmuştur. Bu durum toplumdaki; siyaset yapma, ekonomik tutumlardaki tavırlarda, aile yapısının işleyişinde, dinin pozitivist mantıkla mı yoksa Tevhiti bakış ile mi temelde ele alınacağı konusunda iki ayrı zihniyeti ortaya çıkarmıştır. Bütün bunların “nasıl algılanmasını” gerektiğini bize öğreten ana kurum ise eğitimdir. Eğitim, Türkiye’nin bu ikilikçi yapısındaki görünümü, tekrar özgün düzlemine oturtma istidadına sahip ana olgulardan birisidir. Ancak bu da Türkiye’nin özgün değerlerinden hareket eden bir eğitim yapılanmasıyla gerçekleşebilir.
Bu noktada Türkiye’nin özgün eğitim paradigmasının oluşturması temel bir arayış olarak belirtilebilinir. Bu paradigmanın oluşturulmasında ise, öncelikli ele alınması gereken konuların başında, karma eğitim meselesinin zihniyet yapısının belirlenmesi ve bu zihniyet yapısının; Batı’cı eksenli ikili yapıyı mı yoksa özgün değerlere dayalı “birlik”çi düzlemin sağlanmasını mı kolaylaştırdığının tespiti önem taşımaktadır. Elde edilen sonuçlara göre Türk Milli Eğitim sisteminin yeni vizyonunun oluşturulması gerekli görülmektedir.
Karma eğitim;“Karma eğitim erkek ya da bayanların aynı eğitim kurumlarında birlikte eğitim alması şeklinde tanımlanmaktadır” bu eğitim sisteminde öğrencilerim cinsiyet farlılıkları dikkate alınmamaktadır. Buna ilaveten karma eğitimde cinsiyet farklılığından kaynaklanan öğrenme durumları da göz ardı edilmektedir. Esasında karma eğitim sistemi “Avrupa’da Protestan grupların erkek çocuklarının yanı sıra kız çocuklarına da İncil’i öğretmek amacıyla” başlatılmış bir uygulama olarak belirtilir(http:// www.nurnet.org). Bundan dolayı eğitim sistemimize yerleştirilen karma eğitim yolu ile Türk insan potansiyelinin eğitilmesi, Protestan aklının ilkelerine göre tasarımlandığı ortaya çıkmaktadır. Böylece Türk eğitim sistem, karma eğitim modeliyle bilimsel bir yöntem kullanmaktan ziyade, “bilimsel düşünüyor”müş gibi gözükerek, ideolojik bir anlayışın içerisinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Böylece eğitim yoluyla Türk toplumu Protestanik bir zihniyet temelli bir yapılanmanın sağlanması yoluna yönlendirilmiş olduğunu düşündürebilmektedir. Bunun böyle düşünülmesini sağlayan bir diğer etken ise liberal-kapitalizmin temel ilkeleri bir yandan Protestanlık diğer yandan da pozitivizmin birbirlerine eklemlenmiş olmasıyla ilgilidir. Dolayısıyla liberal-kapitalist devlet aklı, kendi insan ve kurumlarının bu iki ana etkenin liderliğinde yapısını biçimlendirmesine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu eklemleşmenin, kurumları ve insanı hazırlayan yönü ise eğitimdir. İşte bu mülahazalardan dolayı Türkiye’de karma eğitim, bilimsel bir mahiyetten ziyade ideolojik bir içeriğe sahip olduğu ortaya konulmuş olunur.
KARMA EĞİTİMİN ORTAYA ÇIKARDIĞI SORUNLAR
Karma eğitim , “kadınlara daha fazla şans” verilmesi amacıyla ortaya atılmasına rağmen günümüzde özellikle Fransa, Japonya, ABD, İskandinav ülkeleri, İrlanda , Avustralya gibi ülkeler, karma eğitimin zararlarından kurtulmak için çeşitli çalışmalar yürütmeye başlamışlardır. Buna karşın kız okulları başta ABD olmak üzere pek çok gelişmiş ülkede hızla artış göstermektedir(Kavaklı 2012: 14).Çünkü karma eğitim, ortaya pek çok sorunlar çıkarmıştır. Söz konusu sorunları başlıklar halinde verildiğinde;
-Dünya daki hızlı bilim ve teknoloji yarışı sürecinde karma eğitim,”bu yarışa kadınların katılmasına engel oluyor”. Çünkü erkekler genelde fizik, kimya, matematik, bilgisayar, el işi gibi dersler de daha başarılı olduklarından, bilim ve teknoloji alanında daha yüksek gelire sahip olmaktadırlar. Buna göre karma eğitmi içerisinde kızlar ezilmekte olup ,yeteneklerinin gelişmesi engelenir gözükmektedir(Kavaklı 2012 :18). Bu konuda karma eğitim,sözkonusu alanlarda genel ölçüler içerisinde kızları daha iyi, rekabet edebilir tarzda yetiştiremediğinde,düşük bir hayat standartlarına sahip olmalarına neden olmaktadır. Bu durum aynı zamanda liberal- kapitalizmin erkek egemen bir toplum üzerine kurulmuş olmasını da destekleyen bir konudur. Böylece “karma eğitim,-liberal kapitalizm-protestanlık” ilişkisi dikkate değer bir üçlü olarak modern toplumun eğitim sisteminde, erkek egemen sistemsel bütünlüğü sağlayan olmazsa olmazalardandır.
Oysa yienmodern Batı’da bunun tam karşıtı olarak Prf.Dr. Sigrid Metz-Göckel, Amerikan kız okullarından mezun öğrencilerin başarısını şöyle izah etmektedir.
“Kız üniversitelerinden mezun olan kadınlar, yeni araştırmalara göre, iş hayatında ve bilimsel çalışmalarda çok başarılı. Amerika’da kız kolejlerinden mezun olanlar %4 civarında olmasına rağmen mesleklerinde başarılı olan kadınların 1/3 ‘ü kız kolejini bitirmiştir. Kız koleji mezunları, kadınları çok iyi temsil ediyor ve ekonomi alanında yönetici pozisyonundalar, kongredeki kadınların %24 2ü kız koleji mezunu”(Kavaklı 2012: 15).Bu nokta’da Amerikan Dış İşleri eski iki bakanlarından olan Hillary Clinton ve Madeleine Albright kız üniversitesi(koleji) mezunları olması, karma eğitimin modern,seküler, laik olan Amerikan toplumunda dahi zararlı olduğuna yönelik görüşleri güçlendirir gözükmektedir(Kavaklı 2012: 27). Kaldı ki Türkiye gibi muhafazakar toplumsal unsurları bünyesinde aktif olarak barından bir ülkede karma eğitimin ortaya koyacağı olumsuz etkilerin daha da büyük olacağı düşünülebilinir.
-Kız ve erkek öğrenciler arasındaki öğrenme farklılıklarının bulunması da, karma eğitim-tek cinsiyetli eğitim konusunu gündeme gelmesine yol açan nedenlerdendir. Kız ve erkek öğrencilerin farklı öğrenme süreçlerine sahip olmalarının en önemli sebeplerinden birisi, gelişim ve olgunlaşma süreçlerinin farklı olmasıdır (http:// www.nurnet.org). Karma eğitim bu süreci dikkate almaksızın faaliyete geçmesi,” öğrenme farklılığı-cinsiyet - ülke kaynaklarının israfı” sorununu kendiliğinden ortaya çıkarmaktadır.
Toplumda kadın-erkek eşitliğini sağlamaktan da uzak duran karma eğitim, sınıfta strese yol açan bir mahiyet taşımaktadır. Bütün bu karma eğitimin olumsuz etkileri çerçevesinde karma eğitim” yüzyılımızın en büyük pedagojik yanlışı olarak belirtilerek, onun “pedagojik bir ham ölü” olduğu belirtilemektedir(Kavaklı 2012 : 16).
Karma eğitim istemeden dahi olsa sistemsel yapısı itibariyle cinsiyet rollerine baskı da yapabilmektedir. Oysa Türk-İslam medeniyet değerlerine dayalı kültürel yapımız, “cinsiyetçi bir kültür” anlayışına sahiptir. “Aksi iddia edilse de eğitimde karma okulların getirdiği “cinsiyet baskısı” daha ağır basmaktadır”. Ayrı eğitimin yapıldığı tek cinsiyetli okullarda ise, öğrenciler doğru yönlendirildiği takdirde bu cinsiyet kalıpları kırılarak, üretken bir yapı ortaya çıkarılabilinir(http:// www.nurnet.org).
Sonuç olarak , “Yeni Türkiye”’nin oluşturabilmesi için ivedilikle “ayrı eğitim” yapısının kurulması, “kız üniversitelerinin” hayata geçirilmesi ve bunlarında çağın ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde nitelikli ve kaliteli bir eğitim yapılanmasına göre kurgulanması gereği bulunmaktadır. Bu bir çağ ihtiyacıdır. Çünkü başta Almanya ve Amerika ‘da kızlar için yüksek okulların açıldığı bilinmektedir. Modern Batı toplumlarının, toplumsal bir ihtiyaç olarak görüp hayata geçirmiş oldukları bu yeni kurumların, Türk toplumunda ideolojik yaklaşım gösteren eğitim yapılanmasının yeniden üretken hale dönüşmesi için elzem olduğu söylenebilir. Böylece 28 Şubat sürecinin dayatmış olduğu karma eğitim zihniyeti yerine Yeni Türkiye’nin “ayrı eğitim “ zihniyet yapısıyla, ülkenin kültürel değerleriyle örtüşen gerçekçi bir çözümlemeyi ortaya koyabileceği ileri sürülebilinir.
Kaynakça
Kavaklı, Ali Erkan ; Yüzyılın Pedagojik Yanlışı, Nesil Yayınları, 5.Baskı, İstanbul, 2012
http:// www.nurnet.org.