“Tevhidi Sosyal Düşünce”

İslam/Türk-İslam Medeniyeti Açısından “Özgün Çocuk Karakterinin İnşasındaki” Ve “Milli Aile’nin Korunmasındaki” Kültürel ve Yöntemsel Hususlar

 

Her medeniyet kendi düşünce yöntem anlayışının bilgi üretme sistemine göre kendi insan tipini ve sosyal kurumlarının yapısını inşa eder. Bunun ilk adımını da, söz konusu olan medeniyetin  “Milli Aile” yapısında,  anne ve babanın eşliğinde, çocuğun kendi medeniyet kültürüne göre yetiştirilmesi oluşturur.

Günümüzde küresel algı dalgası şeklinde gelişen; Milli Aile” yapısına, “Anne”ye, fıtrata dayalı cinsiyet yapılanmasına karşı yoğun bir müdahalenin yapıldığı görülmektedir. Buna en başta LGBT’nin vasıtasıyla müdahale edilmeye çalışıldığı görülmektedir. Bu LGBT eksenli eşcinsellik hareketinin faaliyetleri en başta; Milli Aile yapısının korunmasına ve “Anne”lik kurumunun muhafaza edilmesine karşı sahte bir özgürlük söylemini geliştirerek, bu milli kurumların yıkılmasına gayret etmektedir.  Ayrıca neo-paganist LGBT kültürü, eşcinselliği teşvik eden küresel medya merkezli propagandalar ile insan fıtratını bozmaya yönelik içerikler geliştirerek, toplumların milli ahlak yapılarını tersyüz etmeye yönelmiştir.

Bu neo-paganist LGBT inanışı, eşcinselliği teşvik eden sıkı küresel propagandalar geliştirmektedir. Bu neo-paganist sapkın tehlikeye karşı özellikle çocuklarımızı ve gençliğimizi milli kültür politikaları ile korunma altına alınmasına yönelik sosyolojik bir ihtiyaç ortaya çıkmıştır. Bu tehlikeli neo-paganist sapkın faaliyetin olumsuz etkisi, başta Türkiye’de ve genelde de İslam/Türk-İslam dünyasında, acil olarak ortaya çıkmıştır. Çünkü küresel neo-paganist eşcinselliği teşvik eden LGBT ve LGBT'cilik dalgası; insanlık, aile, çocuk, gençlik, anne kurumu, kadın ve fıtrata dayalı cinsiyet yapılarının doğrudan düşmanı ve onlara adeta yok edici bir terminatör kesilmiştir.

Bütün meşru insanlık kültürünün düşmanı, neo-paganist içerikli bu düşünce özellikle Selçuklu, Osmanlı birikimi üzerine yapılandırılmış olan Türkiye’de çok daha yoğun ve sinsi bir şekilde işleyişe konulmuş olduğu görülür. Çünkü Türkiye;  7. Yüzyılda tüm insanlığa gelen İslam’ın,  Hz Peygamber Efendimiz(sav) ile gelişi ile birlikte son 1000-1100 yıldan beri Selçuklu, Osmanlı müktesebatı üzerinden Batı pagan düşüncesi ile mücadele etme geleneğine, devlet aklına, medeniyet aklına ve siyasal hükmedicilik birikimine sahip bir potansiyeli bünyesinde barındırmaktadır. Bundan dolayı Modern Batı’da temellenen bu yeni /neo- paganizm olan sapkın eşcinselciligin; İslam’a, İslam kültürüne, İslam’ın bayraktarlığını yapmış müslüman Türk milletine ve Türkiye’ye karşı çok ciddi bir yozlaşmacı ve yıkıcı bir stratejiyi takip etmekte olduğu söylenebilir. Bunu da hem dışardan hem de içerdeki bazı sivil toplum kuruluşlarının dışarıdan fonlanması ile sağlandığı ifade edilebilir.   

Bu sapkın eşcinselliği tanrılaştırma içerikli neo- pagan anlayışın da en köklü, sistemli karşıtlığı ancak İslam’da bulunmaktadır. Bundan dolayı İslam/Türk-İslam medeniyeti ve onun bugünkü taşıyıcısı olan Türkiye’de bu eşcinselcilik içerikli neo-paganizme karşı duruşu içeren bir “Milli Kültür kavrayışı” ve “Tevhidi Ahlak” idrakinin ilmi gücü ve onun  meşru aksiyoner tavrı, hala çok güçlü bir şekilde bulunmaktadır. O halde bu yeni/neo-paganizme  karşı Türkiye’nin ; milli “çocuk” karakterinin, milli “aile yapısı”nın, milli “kadın tipi”nin ve tevhidi fıtrata uygun cinsiyet yapısının varlığının korunarak sürdürülmesi için kültür sosyolojisi temelli yeni milli bakışların/stratejilerin üretilmesi gerekmektedir.

Bu bağlamda karşı karşıya kalınan bu yeni eşcinselcilik içerikli paganizm anlayışının geliştirdiği siyasete ve stratejisine karşı İslam/Türk-İslam değerler haznesinden bakan bir zihniyetle  “Yeni Milli Türkiye”’nin, ilmi ölçüler içerisinde takip etmesi gereken yol ve yöntem tavrını şöyle açıklayabiliriz:

Konuya öncelikle  “YÖNTEM”  anlayışı üzerinden yürüyerek yaklaşmak gerekmektedir. Buna göre neo-paganistik eşcinselci LGBT bilgisini üreten “YÖNTEM “ anlayışı, mevcut pozitivist pagan içerikli sosyal bilim anlayışının  “YÖNTEM” bilgisine göre oluşmuştur. Bu bağlamda Türkiye’nin esaslı karşı bilgi üretebilmesi için de öncelikle, kendisi de bir paganist düşünce yöntemi olan pozitivist düşünce yönteminin bilgi sistemine göre üretilen sosyal bilim dallarına  (sosyoloji, sosyal hizmet, hukuk, eğitim,  vb.) göre bilgi üretilmesinden acilen çıkılması gerekmektedir. Bunun yerine Yeni Türkiye  “Yerli Bilgi Üretme YÖNTEMİ olan Tevhidi Düşünce Bilgi Üretme Yöntemine” göre kurulmuş milli sosyal ilim dalları(tevhidi bilgi üretme yöntemine göre üretilen; ictimaiyat(sosyoloji), sosyal hizmet, iktisat eğitim, hukuk vb.)  inşa edilerek, buradan bakan tevhidi ilim aklı ile eşcinselliğe, LGBT’ye yönelik karşı ilmi bilgi inşasının üretimi gerçekleştirilmesinin gereği bulunmaktadır. Türk Üniversitesinde/akademiasının da bu yönde bilgi üreterek siyaset kurumunun da bu ilmi ölçülere göre tavır almasının imkan sağlanabilmelidir. Fakat bunun yapılabilmesi için öncelikle her iki medeniyetin  (İslam/Türk-İslam ve Batı medeniyetlerinin) “Düşünce Yöntem Farklılığı” ya da “Bilgi Üretme Yöntem Farklılığı”nın açığa çıkarılıp bunun fark ediciliği üzerinden konuya yaklaşılması gerekmektedir.

Oysa günümüzde  Türkiye’de, Türk Akademisinde mevcut bilgi üretme yöntemi;

Modern Batı medeniyetinin pozitivist yöntem anlayışına göre üretilen bilgiyi içermektedir.

Zaten neo- pagan küresel LGBT eşcinselci algı dalgası; insanlık, aile, çocuk, gençlik, anne kurumu, kadın ve fıtrata dayalı cinsiyet yapılarının doğrudan düşmanlığını için üniversite yapılanmasında kullandığı akademik bilgisini paganist pozitivist bilgi üretme yöntem anlayışı ile oluşturmaktadır. Bu sapkın düşüncelerin pratik hayatta karşılık bulması için bazı sivil toplum kurumlarının baskı gücü ile Siyaset kurumuna, siyasi karar mekanizmalarına tesir edilmeye çalışılmaktadır. Bu sapkınlık siyaset üzerinden; insan hakkı, özgürlükler şeklinde meşruiyet kazandırılmak istenmektedir.

Tevhidi kültüre, ilahi “Hak” din anlayışına ve İnsanlığa düşman olan bu ahlak dışılık içerikli neo-paganizimle Türkiye’nin ilmi mücadele etmesinden öncelikle kendi medeniyet değerlerinin bütüncül bilgi yönteminden hareket etmesi gerekmektedir. Çünkü post modern Batı sürecinde ortaya çıkan bu cinsiyetçi neo-paganizmine karşı Yeni Türkiye’nin yeni ve özgün esaslı şeylerin üretimi ancak bu “YÖNTEM” farklılıktan hareketle ortaya konan bilgi inşası ile oluşabilir.  “Yöntem” farklılığı üzerinden bu konuya giriş yapmak, esasında günümüz modern paganizm içerikli dünya realitesi ile girilen ilişkiyi anlama ve ona karşı, milli bir yön tayine edebilmek açısından bir zorunluluk taşımaktadır.

 

 21. YÜZYIL  YENİ ANLAMLAR DÜNYASI VE YENİ TÜRKİYE

İçinde bulunduğumuz zaman diliminde dünya yeni bir evreye yeni bir zihniyete, yeni bir düşünüş biçimine geçiş yapmaktadır. Bu noktada 20.Yüzyıl dünyası ve onun bilgi üretme yöntemi ve bu bilgi üretme yöntemine bağlı ilim dallarının/ sosyal parametrelerin ( örneğin; ekonomi, üretim, aile, eğitim, çalışma, çocuk…, kadın, cinsiyet, aile vb. gibi kavramların) bilgi inşası ile 21. Yüzyılın bilgi  üretme  yöntem anlayışı ve bu bilgi üretme yöntem anlayışına göre ilim dallarının/sosyal parametrelerin içeriğinin  değişmekte olduğu görülmektedir. Bu noktada Yeni Türkiye nasıl bir zihniyet ve anlam dünyası atmosferi içinde bulunması gerekmektedir?

 “Pozitivist Düşünce Yöntem” merkezli bilgi üretme anlayışının egemen olduğu 20. Yüzyılda; ekonomi merkezli, modernleşmeci mekanik dünya anlayışı hâkimdir. Bu, materyalist pagan düşüncesi olup, her şey maddeye(ekonomiye) göre planlanmaktadır. Pagan zihniyet içerikli (salt akılın tanrı kabul edildiği) pozitivist düşünce yönteminin hakimiyeti akademik alanda, üniversitedeki bilgi üretimi ile sağlanmıştır. Buna göre de; İnsan da, cinsiyet de, aile de, kadın da… bu anlayışa göre mekanik , maddi ölçüler içerisinde ele alınan bir paganist modern kültrü çerçevesinde anlamını oluşturmuştur.

 21. Yüzyılda’da bu anlayışı devam ettiren yerleşik hakim akademik küreselci baronlar, konuyu tüm insanlığın ve ilahi dinlerin düşmanlığına taşımışlardır. Bu yeni taşınmasının sosyolojik algı sonucu ortaya neo- paganizm olarak ifade ettiğimiz eşcinselciliği toplum bazında meşrulaştırmak için geleneksel alışılagelmiş değer merkezli alanları yerle bir etme saldırganlığı içine girmişlerdir. Bu noktada  İnsanlık düşmanı küresel baronların ilahi din (tevhit) ve insanlığın imhası için  çok tehlikeli bir şekilde oynadıkları neo-pagan sosyolojik oyundaki  yeni aktörler lezbiyenler, gey, travesti, transseksüel…dir. Bu kesimler toplumdaki  örneğin; Çocuk, aile, cinsiyet, kadın, anne gibi konular da din ve ahlak dışı yeni paganist yaklaşım içerikli bakış açıları geliştirmektedirler.  Neo-paganist modern Batı yapısındaki bazı üniversitelerinde bu konuya meşruiyet zemin oluşturma çabası içindedirler. Bu üniversiteler ve oralardaki bir kısım öğretim üyeleri söz konusu konuya bir de akademik literatür oluşturmaktadırlar. Böylece bu çevreler, sapkınlık içeren neo-paganistik LGBT’ciliği “özgürlük” ve “meşruluk” alanına çekme taşeronluğunu “ bilim, bilimsellik”  görüntüsüyle yerine getirmektedirler. İşte çağdaş bilimselci Batı’nın sanayileşme sonucundaki iki yüz içinde insanlığı getirdiği nokta bu olup, insanlığa armağan ettiği düzey ancak ancak ilahi dinlerle savaş ve gay, travesti… sapkınlık tipinin inşasıdır.   Böylece kendi din ve ahlak dışı anlayışla geliştirdikleri neo-paganist eşcinselciliğe alan açılarak, bunların meşrulaştrıcı bilimsel! bilgisinide pozitivist düşünce yöntemini kullanarak meşrulaştırmaktadır. Bu neo- pagan küresel LGBT eşcinselci yapı hala da bilgi üretimlerini buna göre ve  bu yolla oluşturmaya devam etmektedir. Ancak bir başka yönden de 21. Yüzyıl ise gerçekte  “ Yeni Çağ - Değer Merkezli Yeni Bilgi Üretme - Ele Alınan Parametre (Örneğin Çocuk, aile, cinsiyet, kadın, anne gibi konular) hep; “Din - ahlak - kültür - medeniyet” içerikli soyut değer merkezli bilgi üretmeye dayalı “yeni bilgi” inşası arayışını içeren bir zaman dilimini de ifade etmektedir.  

Bu noktada Türkiye’nin kendi tarihi, kültürel, değer merkezli anlayışına göre sosyali anlamaya ve ona yönelik bakış geliştirmede kullandığı özgün yöntem, akıl, düşünce ve bilgi inşası,  yukarıda Batı’daki bilgi üretme yöntemden/yöntemlerden çok farklıdır. Fakat bu yöntem, Türk akademiasında unutulmuş ve Türk akademiası sosyale yönelik tüm ilim dalları ve onun alt konularını çoğunlukla,  pozitivist düşünce yöntemi ve birazda hermonotik düşünce yöntem kullanarak bilgi üretir olmuştur. Bu durum ise Türk toplumunu, Türk akademiasını, Türk aydınını; kendi sosyaline yönelik bilgiyi özgün bir anlayışla üretmeden uzaklaştırmış, bu alanda onu aktarmacı ve taklitçi konuma düşürmüştür. Bu ise kendi toplumunu tehdit eden başta;  eşcinsellik, çocuk, kadın, aile istismarına yönelik durumlara karşı çözümleri seri olarak çözmesinin önünde engeller, bariyerler oluşturmaktadır.  Oysa  “Yerli ve Milli “ lik anlayışının günümüz Türkiye’ sinde bir milli strateji haline gelmesine rağmen,  bu anlayışın; düşünce yöntemi ve bilgi üretme yöntemine yansıyamaması gerçeği,  Türk sosyal ilimler dünyasında maalesef sadece bir retorik düzeyinde kaldığını göstermektedir.

Bu noktada; Çocuk, aile, kadın… vs. gibi Toplumun sosyal dünyasına yönelik özgün  “Yeni Türkiye” değerleriyle uyumlu bilgi üretme yöntemi ortaya konulmadan ele alınan sosyal parametreler de obskurantizme düşülmekten kaçınılamamaktadır.  Türkiye’nin içine düşürüldüğü obskurantizmden çıkabilmesi için günümüz itibariyle Batı ve Bizim medeniyetimiz ekseninde üç bilgi üretme yöntemi bulunduğunun mukayeseli bilgisine sahip olması gerekmektedir. Bu mukayeseli bilgi üretem yöntemleri ise ; Pozitivist düşünce yöntemi,  Hermonotik düşünce yöntemi ve Medeniyetimizdeki “Tevhidi/Bütüncül Bilgi Üretme Yöntemidir.

 

 

Batı Medeniyeti ve Türk-İslam Medeniyeti karşılaştırması ekseninde  :

 

Yöntem:    Pozitivist Düşünce Yöntemi          Hermonotik Düşünce Yöntemi               Tevhidi Düşünce Yöntemi

                                                                                                                                                                                                                                                                           

Akıl:                   Salt/Rasyonel Akıl              Materyalist Dindarlık İçeren Akıl                        Tevhidi Akıl

İnsan:                  Madde                                Madde+ Mana                                                      Madde+ Mana

 Toplumsal         Salt akıl  ile                          Salt akıl  ile                                             Tevhidi Akıl ile üretilen

İnşa için     :      üretilen Formül                 üretilen Formül                                               Terkip   

 Ahlak          :         Ethic                                    Morality                                             Ahlak(Hulk)  anlayışları

 İsim:                    Science                                 Knowledge                                                 İlim/Tevhidi İlim

 

 Bilgi İnşa

Unsurları:           Obje-Suje                            Suje-Obje                               Mutlak Varlık          Yaratılmış Varlık                                      

                                                                                                                                                              

                                                                                                                             Allah          Kainat        İnsan

 

 

Yukarıdaki tabloya göre Science, Knowledge, Tevhidi İlim bilinecek bu üç bilgi üretme yöntem mukayesesinde (Şimşek 2022:221), oluşan milli idrak tavrı ile Yeni Türkiye kendi özgün bilgi sistemi kurarak insanlık düşmanı bu neo- paganizm içerikli  yapının ; Tevhit idraki ile  İslam’ın  bayraktarlığı yapmış Türkiye kök yapısı ve onun çocuk, aile, gençlik, kadın,  ilahi cinsiyet algısı  vb gibi kurumlarına olan düşmanlığını etkisizleştirmesi çok mümkün olduğu söylenebilir.   

 

 

SONUÇ;

Bu farklılıklara çerçevesinden  “günümüz zaman diliminde Çoçuk, Aile, Kadın, Fıtrata uygun Cinsiyet anlayışı konularına yönelik her türlü yeni bilgi nasıl inşa edilmelidir” sorusu, konuyu ele almadaki  temel başlangıç sorusu konumundadır.

Bu soruya anlamlı, ilmi bir cevabının üretilebilmesi içinde öncelikle Türkiye’de aktif akademik bilgi üretme yönteminin ne olduğu bilmenin gereği ortaya çıkmaktadır.

Ardından da 21. Yüzyıl dünya değer anlayışına göre Türkiye’nin ait olduğu medeniyet değerlerinin özgün yöntem bilgisi üzerinden özgün bilgi inşasına geçilerek burada ele aldığımız konumuz ile ilgili mevcut sorunların aşılmasına geçişin yapılması sağlanabilir.

Bu durum “Yerli ve Milli Türkiye “anlayışına özgün sosyal ilimler yöntemi ile sosyal SİHA, İHA  etkisine önemli katkı sağlayabileceği düşünülebilir.

YENİ  KÜLTÜREL STRATEJİ GELİŞTİRME İMKANI ÜZERİNE  

Çocuk, Kadın, Aile, Cinsiyet konusuna yönelik strateji geliştirmeye iki ana kanaldan bakarak yaklaşılma gereği bulunmaktadır ;

Bunlardan ilki mevcut sosyal bilim akademik bilgi yöntem anlayışı ile Çocuk, Kadın, Aile, Cinsiyet  konusuna yaklaşmaktır. Yani pozitivist yöntem ile Çocuk, Kadın, Aile, Cinsiyet  konusuna yaklaşmak veya pozitivist düşünce yöntemine göre çocuk haklarına, çocuklara sunulan sosyal hizmetler ve koruyucu hizmetlerine geliştiren bakışı geliştiren anlayış ile konuya bakılması söz konusudur.

Mevcut akademik literatürde bu yönde bir yoğun birikim mevcuttur. Bu durum Batı medeniyeti sosyal bilim anlayışı ve sosyal düşünce aklını merkeze alan bir aktarmacılık ve taklitçilik ile bu konuya Çocuk ile ele alınan konulara ağırlıklı olarak yaklaşmayı ortaya çıkarmaktadır.

İkinci ana kanal ile yerli ve milli bir düşünce ve bilgi üretme yöntemi ile yani Tevhidi Düşünce Yöntem anlayışı ile genelde İslam/Türk-İslam medeniyetinin özelde İse yerli ve Milli  Yeni Türkiye’nin ; Hangi Çocuğu, Hangi Kadın Tipini ve Karakterini, Hangi Aile Yapısını, Hangi Cinsiyet idrakini, hangi düşünce yöntemine göre yetiştireceğiz konusuna öncelikli olarak  karar verilmesi gerekmektedir.

Buna göre genelde İslam/Türk-İslam medeniyeti ve özel de de Yerli ve Milli içerikli Yeni Türkiye’nin kendi çocuğunu, gencini ülkesine ve vatanına, devletine faydalı olması için; pozitivist düşünce yönteminin ve kültürünün inşa ettiği; hedonist, egoist, pozitivist çocuk tipolojisinin muadil aktarımı şeklinde mi, yoksa liberal - kapitalist içerikli tüketim kültürle bezendirilmiş muhafazakar hermonotik çocuğunun muadilini taklitçiliği şeklinde mi yetiştirecektir? 

Ya da Kendi medeniyet değerlerimize uygun İslam ve onun ahlak anlayışı çerçevesinde yani Tevhidi Düşünce Yöntem anlayışına göre; iki günü birbirine eşit olmayan daima gelişmeci, iki dünyacı,  aksiyoner, vizyoner,  proaktif, diğergam bir dinamik çocuğu, gencimizi mi yetiştireceğiz, aile tipimizi buna göre yeniden takviye mi edeceğiz?

Buna göre Türkiye’nin veya Yeni Türkiye’nin  “toplumda nasıl bir nesil yetiştireceğiz” sorusu, neo-pagan küresel LGBT eşcinselcilik sosyolojik tehdidi çerçevesinde, 21. Yüzyıl Çağ gerçeğine uygun olarak nasıl oluşturulmalıdır?

Biz Yeni Türkiye olarak çocuğumuzu, gencimizi, aile yapımızı, özde bulunan tevhidi cinsiyet idrakini bırakıp da modernlik adına  hala 19. ve 20. Yüzyılın pozitivist düşünce yönteminin ürettiği çatışmacı, kaoscu bir çerçevenin geliştirdiği paganist temalı naturalistik, rasyonalist, nominalist içerkli akımların oluşturduğu akıl ile oluşturacağız. Bir başka ifade ile  kendi aklımızı neo-paganistlere ve onların sapkın cinsiyetçi, gayci, transseksüel/travestik… düşüncelerine kiraya vererek mi oluşturacağız.  Yoksa biz İslam/Türk-İslam  medeniyet değerlerine dayalı milli bütüncül değer merkezli bilgi üretme karakteri ve onun kimliğine sahip olarak, bütüncül akıl yapısıyla kültürlendirilmiş olan akıl ile bunlara(aileye, çocuğa, kadına, cinsiyete, gençe/gençliğe) yön vereceğiz?

Fakat acaba günümüzde modern akademik literatürün tek taraflı etkisine girmişlik hali ile İslam/Türk-İslam medeniyetinin bütüncül akıl yapısına dayalı bir kültürlenme ile inşa edilmiş çocuk, genç, aile yapısı kadın ve cinsiyet idrakinin inşası ile egosunun kölesi olmaktan kurtulmuş, özgür bir çocuk ve gençliği yetiştirme arayışı içinde  olabilecekmiyiz ?

Buna göre Türkiye için Türk Milli toplumunun geleceği için acaba hangi çocuk, genç, aile ve kadın karakterolojisini konuşacağız? Bunun idrakinde olmak, akademik camia ve siyasal karar vericiler açısından son derece önemlidir.  

Pozitivist içerikli zihin dokumasına göre eğitilmiş örneğin İngiliz “Mary” adlı çocuğu mu, veya “Elizabeth” adlı kadını mı,  Alman hermonotik yönteme göre eğitilmiş “Hans”  adlı çocuğu mu, veya “ Angela”/”Laura”..vb adlı kadını  mı yoksa kendi medeniyet değerlerimize göre -tevhidi düşünce anlayışı- yani kalp ve aklın/ zihnin  inşa edilmesi gereken “Ahmet” adlı çocuğumuz mu  “Ayşe” adlı kadınımızı vb. mu ele alacağız?

Bu inceleyeceğimiz çocuğu ve kadının ele almada ve ona yönelik bilgi üretmede hangi düşünce yöntemine göre  hareket edilerek  o yönteme ait bilgi üretilecektir?

Bu konuda obskurantis bir noktada mı bulunacağız, yoksa yerli ve millilik üzerine inşa edilen bilgi ile kendi medeniyet çocuğumuza, kadınımıza, gencimize, ailemize mi bakacağız?

Bu bağlamda  “Aile –Çocuk” ilişkisi üzerinde” Milli Aile”’nin kurulumuna yönelik kültür merkezli ne tür bir bakış açımız var sorusu önem taşımaktadır.

Buna göre “Milli Aile” politikamız açısından acaba ; “Anne-Baba””lar hangi kültüre göre, hangi bilgi üretme yöntemine göre bilgi ve akıl idrakleri oluşmuştur sorusu önem taşımaktadır.  Çünkü ideal  “Anne- Baba”  eğitiminden ancak sorunsuz ideal bir çocuk inşa edilebilir. Bu noktada pozitivist düşünce yöntemine göre kültürlenmiş bir “Anne-Baba”  nın eğitilmesinden ise ancak pozitivist kültür içerikli çocuk, genç ve geleceğin anne babası ortaya çıkabilir.  Bu noktada “Çocuk-Genç-Anne ve Baba” etkileşimi kültürel inşası için esasında Milli kültür eksenli   “entegre bir bakış açısına” ihtiyaç bulunmaktadır.

Buna göre Yeni Türkiye inşa ve ihyasında Türk toplumu “Milli Aile” inşasını özgün milli ve manevi değeri olan Tevhidi Düşünce Yöntem anlayışa göre  oturtarak, “milli çocuk karakter inşası”, “milli genç” insan karakter inşası, “milli kadın” insan tipi inşası sağlanabilir. Bu sağlamaların ortaya çıkmasına yol açacak aile politikaları, kültür politikaları, sosyal hizmet politikalarının yapılması ile küresel neo-paganist cinsiyetçi dalgaların önünün kırılabileceği söylenebilir.

 

Kaynakça;

Osman Şimşek;   “ Türk-İslam Dünyası’nın Özgün “Düşünce” Ve Bilgi Üretmedeki “Yöntem” Birliğinin Sağlanmasında ”Tevhidi Düşünce Bilgi Yöntemi”ni Anlamak”,Avrasya Etütleri Dergisi, TİKA, Ankara, 2022. Sf:  201-244.

 

 

Yazarın Son Makaleleri

Sosyal Ağlarda Paylaş

Twitter Facebook Google+ E-mail

Kategoriler

Son Yazılar