DAVUTOĞLU, KÜLTÜREL DEĞİŞİM VE YÖK
62.Hükümet , Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığında kurulmuştur. Seçilmiş Cumhurbaşkanı “Yeni Türkiye” söylemiyle, Türkiye’nin 21.yüzyıl sürecindeki model anlayışını ortaya koymuştur. 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu ikilisi bir medeniyet algısı üzerinden “Yeni Türkiye” sunumunu ortaya koymuşlardır. 62. Hükümetin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, özellikle 2007 sürecinden sonra ve fiilen 2009 sonrasında “Yeni Türkiye” modelinin bir icracı akademisyen derinliğiyle medeniyet tasavvuru üzerinden şekillenmesinde önemli bir hizmet yapmıştır. Şimdi ise bu “Yeni Türkiye” modelinin hayata geçirilmesindeki aktif siyasal sorumluluğunu taşıma rolünü yüklenmiştir.
Yeni Türkiye nedir, nasıl inşa edilir, zihniyet kökenleri nelerden ibarettir?
Öncelikle “Yeni Türkiye” eski Türkiye değildir. Yani buna göre “Yeni Türkiye” de öncelikle şunların olmayacağı öngörülebilir ;
- Eski Türkiye pozitivist, akılıcı(rasyonalist), “tekçie bir bakışa sahiptir, Yeni Türkiye ise Allah’ a iman ve metafizik aklıda gündelik hayatına alan bir bütüncül”bakışı ifade etmektedir,
- Eski Türkiye materyalisttir, dünyacıdır, sekülerdir, Yeni Türkiye ise maneviyatcı, aynı anda hem dünyacı hemde öte dünyacı olmayı ifade etmektedir,
- Eski Türkiye laiklik görüntüsünde “laisizmci” olup halk, cahil görüp, bu bakışıyla da halka neye nasıl inanacağını öğretendir, Yeni Türkiye ise din-devlet- toplum ilişkilerinde korku yaşamadığı için halka inacını serbeste yaşama güveni vermeyi ifade etmektedir,
- Eski Türkiye vatan, millet diyerek bürokratik jakoben elitist faşizmini savunurken, demokrasi lafıyla da halka karşı iki yüzlü bir sistemdir, Yeni Türkiye ise vatan, millet kavramlarını kendi kültürel özüne göre yorumlayıp şekillendiren ve bunu hayata geçirme de millet iradesini esas almayı ifade etmekte olup, olduğu görünmeyi yada göründüğü gibi olmayı işaret etmektedir.
Yeni Türkiye nasıl inşa edilebilir sorusuna gelince de öncelikle “Yeni Türkiye “, yeni bir kültürel devrimi gerçekleştirmesi gerekmektedir. Yeni Türkiye bir kültür devrimi anlamına gelir. Bunun gereği ise Eski Türkiye’nin beslendiği kültür kodlarının a-simetriğini oluşturarak, yapılanmasını buna göre sağlamaktan geçmektedir. O halde “Yeni Türkiye”nin yeni kültür kodları nelerden oluşmaktadır:
Öncelikle İslam sosyal düşüncesinin toplum , insan ve eğitim hayatına aktarılmasına yönelik bir bakışın hakimiyet kazanması esastır. Bunu uygulayacak bilgi birikimi oluşturulması da, bu konuda ikinci önemli adımdır. Üçüncü olarak da bu düşünce yapısını bilgi ile iktidara taşıyarak “Yeni Türkiye”nin özgün değerlerine dayalı kültür anlayışını bilgi-iktidar yoluyla sosyal ,siyasal ve ekonomik hayatımıza kazandırılması gerekmektedir. İşte Yeni Türkiye’nin pozitivist, pragmatis, jakoben ve seküler Eski Türkiye’nin kültür algısına karşı a-simetrik kültür devrimini, bu yolla sağlanması mümkün görülmektedir.
Bu noktada Yeni Türkiye’nin zihniyet kökenleri, İslam medeniyeti, Selçuklu müktesabatı ve Osmanlı tecrübesine dayalı Türk-İslam medeniyetinin akademik bilgi metodolojisidir. Bunu da harekete geçirme muktedirliğine sahip olan özgün akademisyeni, özgün üniversitesi ve bunların şekillendirdiği milli eğitim ve orta eğitimde görev yapacak olan “öğretmen”dir . Bu noktada öğretmeni de eğitim fakültesinde yetiştirecek olan Türk–İslam sosyal düşünce zihniyetine sahip akademisyen, Yeni Türkiye’nin inşasından ana kilit rol oynamaktadır. Buna göre Sayın Başbakan Davutoğlu’nun bir medeniyet algısı üzerinden kültürel ve stratejik düşünce derinliğine sahip bir akademisyen-icracı olarak, Türk-İslam zihniyet yapısına göre anti-pozitivist anlamda sosyal bilimler başta olmak üzere YÖK’ü buna göre yeniden düzenlenmesi, “Yeni Türkiye”nin sözde değil özde oluşumu açısından gereklidir. Bu yönüyle YÖK hala 12 Eylül liberal-kapitalist ve pozitivist çizgisini devam ettirmektedir. YÖK’ün bu mevcut haliyle mevcut yöntemle bilgi ve akademisyen yetiştirmeye devam etmesi halinde “Yeni Türkiye” oluşumu bir başka yüzyıla kalması mümkündür. Ayrıca bu yapının hala devam etmesi, esasta paralel yapı zihniyeti ile Ergenekoncu seküler jakobenizmin gizli siyasal iktidarını perçinlemek anlamına gelebileceği de dikkatlerden kaçmamayı gerektirecek kadar önem teşkil etmektedir. Esasında ”Yeni Türkiye” YÖK ‘ün akademisyen yetiştirmede Türk-İslam medeniyetinin başta sosyal bilim alanı olmak üzere bütün alanlar da “milli ve manevi değerleri” koruma üzerine kurulmuş bir akademisyen kitlesini yetiştirmeye başlamasıyla ancak “Yeni Türkiye”nin yapısal olarak inşasından söz edilebilinir olsa gerektir. Zaten Batı’daki bilim de , Batı medeniyetinin kendi kültür anlayışı olan pagan kültüründen hareketle, tahrif edilmiş olsa da katolikliğine karşı sekülerlik,laiklik, liberal-kapitalizm ve bunların şemsiyesi olan modernleşmesini, rasyonalist akademisyeni ile din dışı eğitim yapan üniversite eğitimine göre başarmadı mı? Yani kendi kültürel özüne göre başarmadı mı? Ne objektifliği, neyin objektifliği? soruları “gerçek” cevabını aramalıdır.